باب: قول الله
تعالى: {وهو
العزيز
الحكيم} /الحشر:
24/. {سبحان ربك رب
العزة}
/الصافات: 180/.
{ولله العزة ولرسوله}
/المنافقون: 8/.
ومن حلف بعزة
الله وصفاته.
7. ALLAH TEALA'NIN "O GALİPTİR, HİKMET SAHIBIDİR.
"(Haşr 24) "SENİN İZZET SAHİBİ RABBİN ONLARIN İSNAD ETMEKTE OLDUKLARI
VASIFLARDAN YÜCEDİR, MÜNEZZEHTİR."(Saffat 180) "ASIL ÜSTÜNLÜK ANCAK
ALLAH'IN, NEBİ'İNİN VE MU'MİNLERİNDİR"(Münafikun 8) SÖZLERİ VE ALLAH'IN
İZZETİ VE SIFATLARI ÜZERİNE YEMİN EDEN KİMSENİN DURUMU
وقال أنس: قال
النبي صلى
الله عليه
وسلم: (تقول
جهنم: قط قط
وعزتك).
Enes b. Malik'in nakline göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem
"Cehennem 'İzzetine yemin ederim ki yeter, yeter! diyecektir'"
demiştir.
وقال أبو
هريرة، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم: (يبقى
رجل بين الجنة
والنار، آخر
أهل النار
دخولاً الجنة،
فيقول: ربِّ
اصرف وجهي عن
النار، لا
وعزتك لا
اسألك غيرها).
Ebu Hureyre'nin nakline göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem şöyle haber vermiştir: "Cennetle cehennem arasında bir adam kalır.
O cehennemliklerden cennete girecek en son kişidir. O kimse 'Ya Rabbi! Yüzümü
şu ateşten çevir! Senin izzetine yemin ederim ki senden bundan başkasını
istemem!' der."
قال أبو سعيد:
إن رسول الله
صلى الله عليه
وسلم قال: (قال
الله عز وجل:
لك ذلك وعشرة
أمثاله).
Ebu Said Hudrı, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem
"Yüce Allah istediklerinin hepsi ve daha on misli senindir!"
buyuracaktır demişti, dedi.
وقال أيوب:
(وعزتك، لا
غنى بي عن
بركتك).
Eyyub, "İzzetine yemin ederim ki senin bereketine ihtiyaç
duymama ihtimalim yoktur" demiştir.
حدثنا أبو
معمر: حدثنا
عبد الوارث:
حدثنا حسين
المعلِّم:
حدثني عبد
الله بن
بريدة، عن
يحيى بن يعمر،
عن ابن عباس:
أن
النبي صلى
الله عليه
وسلم كان
يقول: (أعوذ بعزتك،
الذي لا إله
إلا أنت الذي
لا يموت، والجن
والإنس
يموتون).
[-7383-] İbn Abbas r.a.'ın nakline göre Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle dua ediyordu:
"Euzu bi izzetikellez! la ilahe illa ente ellezi la yemutu
v'el-cinnu ve'l-insu yemutune ''
Duanın anlamı: Allah'ım senin izzetine sığınırım, sen o kudret
sahibisin ki senden başka hiçbir ilah yoktur ve sen ebedi hayat sahibisin.
Halbuki cinler ve insanlar ölürler.
حدثنا ابن
أبي الأسود:
حدثنا حرمي:
حدثنا شعبة،
عن قتادة، عن
أنس
، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم قال: (لا
يزال يُلقى في
النار).
وقال لي
خليفة: حدثنا
يزيد بن زريع:
حدثنا سعيد،
عن قتادة، عن
أنس
.وعن
معتمر: سمعت
أبي، عن
قتادة، عن
أنس، عن النبي
صلى الله عليه
وسلم قال: (لا
يزال يُلقى فيها
وتقول: هل من
مزيد، حتى يضع
فيها رب
العالمين
قدمه، فينزوي
بعضها إلى
بعض، ثم تقول:
قد، قد، بعزتك
وكرمك، ولا
تزال الجنة
تفضل، حتى ينشئ
الله لها خلقاً،
فيسكنهم فضل
الجنة).
[-7384-] Enes'in nakline göre Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem şöyle haber vermiştir:
"Cehenneme (kafirler) atılır durur. Cehennem de 'Daha ziyade
var mı?' der. Nihayet alemlerin Rabbi ona ayağını koyar da cehennem bir kısmı diğerine
dürülür. Sonra cehennem
'Ya Rab! Senin izzetine ve keremine yemin ederim ki yeter, yeter!'
der. Cennet ise (içine girenlerle) devamlı artıp, büyür. Nihayet Allah onun
(boşluğunu doldurmak) için yeniden birtakım halk yaratıp, bunları cennetin fazlalığına
yerleştirir. "
Fethu'l-Bari Açıklaması:
İbn Battal şöyle demiştir: "el-Azız",
"el-izzet" manasını içermektedir. el-İzzet, kudret ve azam et
manasına zat! sıfat olma ihtimali bulunduğu gibi, mahlukatını kahr ve onlara
galip olma manasında fiil sıfatı olma ihtimali de vardır. Bundan dolayı
Allah'ın isminin ona izafesi isabetli olmuştur. İbn Battal şöyle devam eder:
Allah'ın zatı sıfatı olan izzetine yemin edenle, fiili sıfatı
olan izzetine yemin eden arasındaki fark, birinciye yemin etmek caiz iken,
ikinciye caiz olmaması şeklindedir. ikinci manadaki izzet üstüne yemin etmek,
"hakkussema=semanın hakkı için" ve "ve hakkı Zeyd=Zeyd'in hakkı
için" yeminlerinde olduğu gibi yasak edilmiştir.
Biz de şunu ekleyelim: Bir kimse mutlak olarak yemin ettiğinde
bu Allah'ın zatı sıfatına yemin olarak anlaşılır ve yapılan yemin geçerli olur.
Ancak kişi, bunun aksini kastetmişse bu bölümdeki hadislerin ışığı altında bu
caiz olmaz. Rağıb şöyle demiştir: el-Azız, galip gelen ve yenilmeyen demektir.
Allah'ın izzeti, daimi ve bakidir. Bu, hakiki ve övülen İzzettir. İzzet
kelimesi bazen istiare yoluyla taraftarlık ve gurur anlamında kullanılır ve
bununla kMir ve fasık nitelenir. Kelime bu manada kötü bir niteliktir. Yüce
Allah'ın "Benlik ve gurur kendilerini günaha sevkeder"(Bakara 206)
ifadesinde geçen "el-izzet" kelimesi, bu manada kullanılmıştır. Buna
karşılık "Kim izzet ve şeref istiyor idiyse bilsin ki izzet ve şerefin
hepsi Allah'ındır"(Fatır 10) ayetinde geçen "el-izzet"
kelimesinin manası, her kim aziz olmak istiyorsa izzeti Allah'tan kazansın.
Çünkü izzet onundur ve buna ancak ona itaatı e erilir demektir.
Bundan dolayı Yüce Allah Nebiinin ve mu'minlerin izzeti
olduğundan söz etmiş ve bir başka ayette "Halbuki asıl üstünlük (izzet)
ancak Allah 'ın, Nebiinin ve mu'minlerindir" diye haber
vermiştir.(Munafıkun 8) İzzet kelimesi bazen "Sizin sıkıntıya uğramanız
ona çok ağır gelir"(Tevbe 128) ayetinde olduğu gibi zorluk anlamına
kullanılır. Bazen de kelime galebe çalmak anlamındadır. "azzenı
fi'l-hitabi=Ve tartışmada beni yendi"(Sad 23) ayetinde "izzet"
kelimesi bu manada kullanılmıştır.
Beyhaki'ye göre izzet, kuvvet manasına gelir ve kudret manasına
döner.
Beyhaki bundan sonra İbn Battal'ın ifadesine benzer
açıklamalarda bulunur. Öyle anlaşılıyor ki Buharl'nin attığı bu başlıktan
maksadı "Allah ilimsiz bilendir" dedikleri gibi "O, izzet
olmaksızın azizdir" diyenlere cevap vermektir.
"Enes b. Malik'in nakline göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem 'Cehennem 'izzetine yemin ederim ki yeter, yeter! diyecektir'
demiştir." Bu, Kaf suresinin tefsirinde açıklamasıyla birlikte geçen merfu
hadisin bir kısmıdır.
Bundan maksat şudur: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem cehennem
in Allah'ın izzeti üstüne yemin edeceğini nakletmiş ve onun bu hareketini kabul
ve tasdik etmiştir. Konuşan ister gerçekten cehennem olsun, isterse ona vekil
olanlar örneğinde olduğu gibi başkası konuşsun maksat hasıl olur.
"Ebu Hureyre şöyle demiştir: Bu, açıklamasıyla birlikte
Rikak bölümünde eçen uzunca hadisin bir kısmıdır.
"Eyyub, 'İzzetine yemin ederim ki senin bereketine ihtiyaç
duymama ihtimali m yoktur' demiştiL" Bu, Ebu Hureyre'nin rivayet ettiği
hadisin bir kısmıdır. Hadis, Tahara Bölümünde mevsul olarak geçmişti. Hadisin
baş tarafı "Eyyub Nebi mucizeli suda yıkandığı sırada ... " şeklinde
idi. Bu hadis, Enbiya bölümünde açıklamasıyla birlikte geçmişti.
"Halbuki cinler ve insanlar ölürler." Bu ifade,
meleklerin ölmeyeceklerine delilolarak gösterilmiştir. Oysa hadiste bunu
destekleyecek bir delil yoktur. Çünkü usul-i fıkıh'ta mefhum-ı lakaba itibar
edilmez. Mefhum-ı lakabı geçerli kabul ettiğimiz takdirde ifade bundan daha
güçlüsü ile çelişir. Sözkonusu güçlü ifade Yüce Allah'ın "O'nun zatından
başka her şey yok olacaktır"(Kasas 88) ayetinin genelliğidir. Üstelik
meleklerin cin ismin e dahil olmalarına herhangi bir mani yoktur. Zira onlar da
cinler gibi insanlara görünmeyen varlıklardır. Bu konuda söylenecek diğer
şeyler Daavat, Eyman ve'n-NüzCır Bölümlerinin işaret edilen başlıklarında
geçmişti.